Dün 23 Nisan’dı.
Bu ülkeyi kuranların, bu ülkeyi kurmak için en önemli adımı attığı günün yıldönümü.
Gazi Meclis’imizin kuruluş yıldönümü.
Kimse yanlış düşünmesin, bu Meclis 15 Temmuz 2016’da “Gazi” olmadı. O gün unvanını pekiştirdi sadece.
Doğuştan “Gazi” idi zaten.
Savaşın, yedi düvelin işgalinin içine doğmuştu.
Kurtuluş Savaşı’nı yönetmiş bir Meclis’ti. Eşsiz ve benzersizliği oradan geliyordu.
Ve savaşın en zor, en gerilimli günlerinde bile bir başka Gazi, Başkomutan Mustafa Kemal, o Meclis’e danışmadan adım atmıyor, her türlü meşruiyeti o Meclis’te arıyordu.
Sonrasında Anayasa’da bir madde değişikliğiyle Cumhuriyet’i de o Meclis kurdu.
Ve o Meclis’in “Atatürk” soyadını verdiği Mustafa Kemal, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu Meclis’inin kuruluş gününü çocuklara armağan etti.
Dünya çocuklarına.
Âdet oldu, her 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda, koltuklar kısa süreliğine de olsa çocuklara devredildi.
Ve o çocuklar o koltuklarda yaşlarından büyük, kendileri kadar güzel laflar ettiler.
Her yıl olduğu gibi bu yıl da!
Ama sonrasında büyükler geldi ve yine çocukların bayramını rezil etti.
Yahu Allah aşkına, bir gün olsun duramadınız mı?
Birbirinize hakaret etmek için 24 Nisan’ı bekleyemediniz mi?
Bir gün için de olsa, o Gazi Meclis’te birbirinize laf sokacağınıza, ucuz siyaset yapacağınıza bu büyük bayramı kutlamakla yetinseydiniz olmaz mıydı!
Atatürk bugünü çocuklara hediye etti.
Siz çocuklara örnek bile olamıyorsunuz.
Yazık.
Size değil.
Bizlere...
***********