Sevgili okurlar,
Bu yazacaklarım yaklaşık 8 yıl önce yazılmış bir yazımdan alıntıdır:
“Bundan yıllar önce Yüksek Seçim Kurulu (YSK) hakkında ağır bir yazı kaleme aldım.
Biliyorsunuz, Yüksek Seçim Kurulu hâkimlerden oluşur.
YSK üyeleri beni dava ettiler.
Ankara’daki avukatımız, galiba Şahin Mengü’ydü, arayıp haber verdi.
“Gelip ifade vermem gerekiyor mu?” diye sordum.
“Gerek yok. Bu celse çağrı çıkar. İkinci celse gelip ifadeni verirsin” dedi. Dava günü, öğle saatlerinde telefonum çaldı. Arayan, davaya bakan avukatlardan biriydi.
“Gelip ifade vermenize gerek yok” dedi.
“Ne oldu, dava mı düştü?” dedim.
“Yok mahkûm oldunuz” dedi.
“İlk celsede mi?” diye sordum.
“Evet, ilk celsede. Tam 11 dakika sürdü.”