Sevgili okurlar, madem Türkiye’ye enerji konusunda oynanan oyunları, bu dönemde Türkiye’nin nasıl enerjide tek kaynağa bağımlı hale getirildiğini yavaş yavaş anlatacağım diye söz verdim, anlatmaya devam.
Dediğim gibi yavaş yavaş.
Siga siga.
Dünkü yazımda Türkiye’nin ve Türk şirketlerinin bir Bakan’ın yaklaşımları nedeniyle Akkuyu Nükleer Santrali’nden nasıl uzaklaştırıldığını, santralin bu Bakan tarafından nasıl Rus malı haline getirildiğini, bu santrale 3. Havalimanı’nı da yapan grubun nasıl ortak yapılmaya çalışıldığını, bunların sermaye koymaya yanaşmaması nedeniyle Rusların bunu kabul etmediğini anlattım.
Eski Bakan Hilmi Güler’in hem yüzde 50 yerli hem de teknoloji transferi şartı ile kotardığı iş, arkasından gelen Bakan tarafından bozulmuş Türkiye’nin başına bugünkü Akkuyu çorabı takipçisi Bakan tarafından örülmüştü.
Gelelim aynı Bakan’ın, Taner Yıldız’ın bir başka icraatına.
Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin ihaleye çıktığı dönemde yani bundan neredeyse 15 yıl önce, Enerji Bakanı Hilmi Güler muhtemelen eski bir Enerji Bakanlığı bürokratı olması nedeniyle, enerji yatırımları konusunda tedbirli adımlar atmaya çalışıyor, tek kaynağa ve tek ülkeye bağımlı olmamak için politika geliştiriyordu.