HAMBURG savaş meydanı.
Muhtemelen 2. Dünya Savaşı’ndan beri kent böyle bir şey görmemiştir.
Otomobiller yakılıyor, binalar kundaklanıyor, alışveriş merkezleri, dükkânlar yağmalanıyor.
G-20 protestosu adı altında vandalizmin her türü sergileniyor.
Hamburg’da G-20 karşıtlarınca yapılan gösterilerin “lideri” olduğunu söyleyen Andreas Blechschmidt ise “Biz böyle bir şey planlamamıştık. İşler zıvanadan çıktı. Yanlış yaptık” diyor.
Andreas haklı, işler zıvanadan çıktı.
Oysa göstericilerin amacı çok makul görünüyordu.
“G-20’nin sahip oldukları zenginliği paylaşmamasını, fakirliğin sürmesini, aşırı sanayileşmenin yarattığı sorunları, finans sistemindeki adaletsizliği, G-20 ülkelerinin çevreye verdiği zararı”protesto edeceklerdi aslında.
Yani makul gerekçelerle bir protesto yapılacaktı.
Ancak protestonun da tabiatı gereği içerdiği şiddetin de “makuliyet”ölçüsünde kalması gerekiyordu.
Kalmadı.
Boku çıktı.
Haliyle de tepki gördü.
Ne yazık ki, dünyanın her yerinde “makul ve anlamlı” protestoları bu hale getiren bir grup “profesyonel ve vandal eylemci” türü var.
Bunu biz de yaşadık geçmişte.
Muhteşem bir güzellikte başlayan protestolar, gerekli duyarlılığın gösterilmemesiyle artan tansiyonu değerlendiren benzer profesyonel eylemciler ve ortamı uygun bulan lümpen gruplar nedeniyle bir anda başka bir boyuta geçmişti.
Aslında bu gibi “profesyonel protestocular” ve “vandallar”hükümetlerin işine yarıyor.
Çünkü makul talepler ve masum tepkileri bir anda kabul edilemez olaylar haline getiriyor, hükümetlerin bu eylemlere “aşırı şiddetle” tepki vermesinin önünü açıyor, olaylardan rahatsız olan apolitik kitlenin de hükümetlerin yanında yer almasına neden oluyorlar.
Artık haklı toplumsal eylemlerin en büyük düşmanı, bu gibi gruplardır.