15 Temmuz darbe girişimi sonrası Türkiye’de küçük, yurtdışında ise büyük bir kesimin kafasında, “Bu darbe girişimini acaba gerçekten FETÖ bağlantılı subaylar mı yaptı?” diye bir soru oluştu.
Bu soru giderek yaygınlaştı, hatta anamuhalefet partisi liderinin ağzından bile çıktı. Bugün özellikle “müttefikimiz” diye bilinen ülkelerde, Almanya’da, ABD’de ve Fransa’da, Türkiye’de olan bitenleri takip etmeye çalışan ya da konularla ilgilenenlerin kafasında “fake coup” yani “sahtedarbe” inancı yaygın.
Türkiye’de ise bu inanç giderek zayıfladı, hatta yok oldu.
Ben ise başından beri bu darbe girişiminin FETÖ bağlantılı olduğuna inananlardanım.
15 Temmuz akşamı, havaalanında, yurtdışından dönerken karşılaştığım bu darbe girişimi sırasında bir şeyler bilirim diye beni arayıp “Gazetecisin, ne bu?” diye soranlara, daha olayın ilk dakikalarında, “Bence ordudaki Fethullahçılar darbe yapmaya kalkışıyor. Ama o kadar salaklar ki, başarılı olma ihtimalleri yok” diyordum.
“Salak olduklarından nasıl bu kadar emin olabiliyorsun?” diye soranlara da yanıtım şuydu: “Salak olmasalar Fethullah Gülen’in peşine takılmazlardı.”
Her ne kadar darbe öncesinde gazete köşelerine yerleştirilmiş bazı Fethullahçılar, “Asker rahatsız, darbe olasılığı var. Hava Kuvvetleri’nde bir şeyler oluyor” diyerek darbeyi, “Atatürkçü, laik, Türkiye’den yana” ordu mensuplarının yapacağını iddia ve ima ederek FETÖ’yü perdelemeye çalışmış olsalar da ve bu tipler bugün hâlâ “FETÖ’cüler ile Atatürkçüler darbeyi beraber yapmaya kalkıştı” deseler de çok açık ki, bu darbe FETÖ’cü subayların işidir.
Bundan nasıl mı bu kadar emin oluyorum?