Murat Bardakçı dostum, bir öğretim üyesinin bir öğrenci tarafından öldürülmesini Türkiye’de sayıları 200’e yaklaşan üniversitelerin kalite düşüklüğüne bağlamış.
Okumaktan aciz adamları üniversiteye sokarsan, 500 sayfalık kitap bile zor gelir ve gelir öğretmeni vurur demeye getirmiş.
Türkiye’de üniversite sayısının artması epeydir eleştiri konusu oluyor.
196 üniversiteyi taşıyacak öğretim kadromuz yok, bu üniversitelerin büyük bölümü kalitesiz eğitim veriyor eleştirisi var.
Bu üniversitelerin yüzde 80’inde kalitesiz eğitim verildiği fikrine katılmakla beraber, üniversite sayısının artmasından şikayet etmeyi anlamsız buluyorum.
Size Dünya’nın farklı ülkelerinden üniversite sayıları vereyim.
Bugün Dünya’da en çok üniversitesi olan ülke Hindistan. Hindistan’da tam tamına 8.407 üniversite var.
Onu takip eden ülke ABD. Bu ülkedeki üniversite sayısı 5758. Buna kolejleri de ekleyince ABD’de üniversite benzeri okul sayısı 9500’e ulaşıyor.
Filipinler’de 2060, İspanya’da 1415, Meksika’da 1341, Bangladeş’te 1268 üniversite var.
Yani Türkiye’de 196 üniversite olması çok da fazla değil.
ABD örneğinden hareket edersek, 22 milyon kişi üniversitelerle ilişkili. Kimi öğrenci, kimi öğretim üyesi, kimi araştırmacı, kimi memur, kimi işçi.
9500 kadar üniversite ve kolej olan ülkede “Sayın bakalım bildik ABD üniversitelerini” desek sıradan biri 5, biraz daha bilen 10, çok bilen 20, bayağı meraklı biri 30 üniversite sayar. Amerika’da 9000’i hiç bir halta yaramayacak üniversite olması ABD’nin Dünya’nın en iyi üniversitelerinin önemli bir bölümüne sahip olmasını engellemez.
İyi üniversiteler, verdikleri eğitimi alabilecek öğrenciyi seçerler, kötü üniversiteler de kendilerine uygun olanı.
Burada önemli olan üniversite sayısı değil, elit üniversiteleri koruma becerisidir.