Haftalardır neredeyse yalvarıyorum, “Aman biraz dikkat. Sosyal mesafeye dikkat. Lokantalarda, kafelerde burun buruna oturmayın. Bakın şu anda akmasa da damlıyor, yarın o da kesilir. Ne olur yapmayın” diye.
Ben söylüyorum, ben dinliyorum.
En kenar mahalleden, en varoştan, en sosyetik muhite kadar her yer aynı.
Eğitimlisi, eğitimsizi, kültürlüsü, kültürsüzü, zengini, fakiri hiç ayrım yapmaksızın büyük bölümü umursamaz bir tavır içindeydi.
Geçen Temmuz’dan yani yasakların kalkmasından bu yana.
D Maris Otelin plajında da aynı manzara vardı, Boğaz kenarında donla kaldırıma yatıp güneşlenenlerde de.
Devlet de 29 Temmuz’dan bu yana sayıları saklayıp, “Biz şahaneyiz. Hastamız çok az” yalanına sarılınca vatandaşın işine geldi, hepten saldılar.