Baştan söyleyeyim bu bir bilgi değil, bir intiba yazısıdır.
Biliyorsunuz bir süre önce CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu Teke Tek programında ağırladım.
Kemal Bey kimilerine göre iyi, kimilerine göre kötü bana göre ise kendi vasatının üzerinde bir performans sergiledi.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun Teke Tek’e katılımının ve buradaki tavrının bazı yerlerde kızgınlığa neden olduğunu da söyleyeyim.
Program öncesi Kemal Kılıçdaroğlu, birlikte geldiği milletvekili Tuncay Özkan ve İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ile Habertürk’ün misafir salonunda uzunca bir süre sohbet etme imkanımız da oldu.
Tahmin edeceğiniz üzere üzerinde en fazla konuştuğum ya da konuşmaya çalıştığım mesele CHP’nin Cumhurbaşkanlığı adayının kim ya da kimler olabileceği ve tabii Kemal Bey’in kendisinin aday olup olmayacağı idi.
Bu konuda ser verdi sır vermedi.
Sürekli olarak topu ittifaka attı, ittifakın birlikte karar vereceğini söyledi.
İttifaka isim bile önermeyeceğini, hangi partiden olursa olsun, isimlerin de ittifakın kendi içinde yaptığı görüşmelerde ortaya çıkacağını anlattı.
İttifakın büyük ortağı olarak ittifak masasına bir isimle oturmanın bile ittifaka baskı ve dayatma olarak görülmesinden çekindiği belliydi.
Adayın ittifak içi görüşmeler sırasında organik biçimde ortaya çıkmasını beklediğini anladım.