Liderler, iktidarlar dev projelerle "enler" tarihine geçmek isterler.
Bu enler bazen olur, bazen olmaz, bazen de o ülkeye çok pahalıya mal olur.
Ben AK Parti iktidarının "en büyük havalimanı" ile en hırsını tatmin ettiğini ve başka bir "en büyük"e ihtiyaç duymayacağını düşündüm hep.
Ekrem İmamoğlu'nun katıldığı Teke Tek programında "Kanal İstanbul gibi gereksiz ve zararlı bir projeyi yaptırmayacağım" demesinden sonra proje yeniden canlandı ve iş anladığım kadarıyla inana bindi.
Ben bu inatlaşmanın dışında kalacağım.
Bilimsel veriler dışında bir fikrim olamaz bu konuda.
Ama tartışılanlara ve tartışanlara baktıkça susmam da mümkün değil.
İşin jeolojik, ekolojik, uluslararası dengeler gibi çok boyutlu konuları bir yana, tüm "cühela" hep bir ağızdan "Bu kanal sayesinde Montreux Boğazlar Sözleşmesi'nin elimizi kolumuzu bağlayan maddelerinden kurtulmuş olacağız" diyerek bu Kanal'ı da yerli ve milli paketinde bize yutturmak istiyorlar.