Trafik sigortası primlerinin ne kadar olacağı aylardır memleketin meselesi haline geldi.
Sigorta şirketlerinden genelde pek hazzetmemekle beraber bu konuda haksız olmadıklarını düşünüyorum.
Kesin olan şey ise mevcut sistemin son derece adaletsiz olduğu.
Her gün kazaya karışsanız da, hayatınızda kaza yapmamış olsanız da aynı primi ödemek hiç ama hiç makul değil. Adil hiç değil.
Ben bu meselenin çözümünün de bu kadar çetrefilli ve karmaşık olduğu kanaatinde değilim.
Medeni ülkelerde bu konu bir şekilde hallediliyor.
Zorunlu sigorta primi hesaplanırken çeşitli kriterler bu primin yükselip alçalmasını sağlıyor.
1- Yaş:
Ehliyetinizi yeni almışsanız, gençseniz, kanınız biraz daha deli akıyorsa otomobil sahibi olmak istediğiniz zaman priminiz de yükseliyor. Mesela ABD’de 19 yaşında birisi Ferrari almaya kalkarsa sigorta ödemeleri neredeyse otomobilin fiyatına yaklaşıyor.
2- Kaza sicili:
Eğer sürekli kaza yapıyorsanız ve bu kazalar kayıtlara giriyorsa, ki sigortadan ödeme alabilmeniz için kayıtlara girmesi şart, her yaptığınız kaza sonrası priminiz geometrik olarak yükseliyor. Buna karşılık kaza yapmadığınız her dönemde primleriniz aynı şekilde düşüyor. Belirli bir noktadan sonra sigorta şirketleri sizin araçlarınızı sigortalamayı kabul etmiyor ve siz de otomobil sahibi olamıyorsunuz. Bunu aşmak için eşinizin veya çocuğunuzun üzerine otomobil almanız da mümkün değil; çünkü otomobili kullananın siz olduğunuz ortaya çıkarsa sigorta ödeme yapmıyor.