Neyse, açıklama iyi oldu.
Göçmenler, tufeyli sığınmacılar hakkında bir süredir hükümet yanlısı “düşünürler” arasında bir kararsızlık oluşmuştu.
Ne düşüneceklerini bilemiyorlardı.
Kalmalarını mı savunmaları gerekiyordu, gitmelerini mi!
Halkın kahir ekseriyeti göçmenlerden memnun değildi ama halkı kim takardı ki!
Önemli olan işaret fişeğiydi.
Ve son olarak işaret “Gönüllü olarak gidecekler. Gönüllü olmalarını teşvik için onlara Suriye’de 100 bin ev yapacağız” şeklinde verilmişti.
Bu cümle üzerine, düşünürler yeni düşünce imalatı için manevra alanı kazanmaya çalışıyorlar, dönüşü en aç utanç verici şekilde yapabilmenin altyapısını oluşturmaya gayret ediyorlardı.
Tam bu sırada ne düşünmeleri gerektiği konusunda rahatlatıcı bir açıklama geldi.
Sadece Suriyeler değil, Afganlar, Pakistanlılar ve daha bilumum göçmen kardeşimizdi ve geri yollanmalarına gerer yoktu.
Tam aksine onlara sahip çıkacaktık.
Düşünürlerimiz rahatladı.
Ne düşünecekleri artık netti.
Ne olsa gün içinde Türkiye’nin iyiliğini istediği kesin olan Avrupa Birliği’nden de açıklamalar gelmiş, Türkiye’nin açık kapı mülteci politikasını desteklediklerini, mültecilerin Türkiye’de yerleşmelerinin iyi olduğunu söylemişlerdi.
Neyin iyi olduğunu Avrupalılardan iyi bilecek halimiz de olmadığına göre, bu politika devam etmeliydi.
Ve edecek.
Yani yine siz hastane kapılarında randevu beklerken, sadece Suriyeliler değil, Afganlar, Pakiler gelip sizin önünüze geçerek doktora ulaşacaklar.