Bayılıyorum bir kısım halkımızın “ahlak” ve “edep” anlayışına.
Bayılmak ne kelime.
Ölüyorum.
Muazzam bir standarda sahipler.
O kadar muazzam ki, “çifte” tanımı bile yeterli olmuyor.
Kat kat üstüne.
Duruma göre, konuya göre.
Dün LGBTİ bireylerin pikniğinin polis zoruyla engellenmesini yazdım.
“Hangi hakla” diye.
Bir grup tepki gösterdi.
Yukarıda bahsettiğim grup.
Atadan, dededen, dinden, imandan, gelenekten, görenekten girdiler.
Nereden çıktıklarını göremedim bile.
Galiba çıkamadılar.
Böyle bir ahlaksızlığa izin verilmesini nasıl savunurmuşum, böyle bir rezalete İstanbul’un göbeğinde nasıl göz yumarmışım.
Peki o zaman ben size birkaç soru sorayım.
Ödeşebilirsek ödeşelim.
Şeyh hazretleri odasına soktuğu herkesi badelerken, karı koca, kadın erkek ayrımı yapmadan alayına dalarken dininiz, imanınız neredeydi!
Bir tekinizin bile bu rezalete karşı çıktığını duymadım.
Hadi o sapık şeyhti, müritleri de onun kadar sapıktı diyelim geçelim.
Vakıf adı altında örgütlenmiş tarikat yurdunda talebe “sıbyanlara” tacizde...