Biliyorsunuz, tarikatlar, cemaatler vakıf adı altında örgütleniyorlar.
Böylelikle hem Türkiye Cumhuriyeti yasalarının etrafından dolanarak kendilerine yasal bir yapılanma ortamı sağlamış oluyorlar hem de parasal ilişkilerini vakıf örtüsü altında daha rahat yürütüp, üstelik güçlerine göre Bakanlar Kurulu kararı çıkarttırıp, “vergiden muafiyet” sağlayabiliyorlar.
Böyle vakıf adı altında organize olmuş cemaatlerden biri de Alparslan Kuytul’un “Furkan cemaati” ya da Vakfı.
Bu vakıf ve lideri uzunca bir zamandır, iktidar partisi ve genel başkanına karşı da sert bir muhalif tavır içinde.
Baskılara rağmen de asla geri adım atmıyorlar.
İslamcı iktidara son derece sert bir muhalefet yapan bir İslamcı grup.
Bu yüzden de sık sık devletin gücü ile karşı karşıya geliyorlar.
Yargılanıyorlar, hapse atılıyorlar, sert tavırlara maruz kalıyorlar ama zerre geri adım atmıyorlar.
Bu cemaat ya da vakfın mensupları son olarak birkaç gün önce Adana’da şiddet içermeyen bir gösteri yapmaya kalkıştılar.
Bu gösteri Emniyet’in çok ama çok şiddetli müdahalesi ile karşılaştı.
Eyleme katılanlara polis büyük bir hiddetle saldırdı, kadın erkek demeden herkes coplandı, yerlerde süründü.
İslamcı bir gruba yönelik böylesine şiddet içeren bir müdahale AK Parti öncesi dönemde yapılmış olsaydı, AK Parti sözcüleri bugün hala bunu anlatıyor, buradan mağduriyet devşiriyor, bu müdahalede bulunanları yargılayıp hapse atıyor olurdu.