Birkaç gün önce, online alışveriş ortamlarına ve tedarik sistemleri ile ilgili yapılan yasal düzenlemeye itirazlarımı yazınca, iktidar ne yaparsa yapsın alkışlamayı görev, aksini düşünmeyi ise günah ilan eden “ahmakların” saldırısına maruz kaldım.
Ağızlarına geleni söylediler, beni de bu grupların avukatlığını yapmakla suçladılar.
Ne diyeyim, Allah hepsine az da olsa akıl, bir katre de olsa izan versin.
Az da olsa akıl gerçekten şart.
Çünkü olmadan olmuyor.
Uyanık olmak, fırsatçı olmak akıllı olmak anlamına gelmiyor çünkü.
Bunlar uyanık ve fırsatçı ama akıl olmayınca uzağı görüp hesap yapamıyorsun.
Şimdi bu salaklara soralım.
Hazine ve Maliye Bakanımız Nureddin Nebati, göreve geldiğinden beri dünyayı gezip, yatırımcılarla, fon yöneticileri ile toplantılar yapıp ne istiyor, ne anlatıyor?
Hepsine neredeyse, “Ne olur Türkiye’ye gelin, yatırım yapın, sıcak veya soğuk fark etmez bize para getirin” demiyor mu, yabancı sermayenin Türkiye’ye yatırım yapmasını istemiyor mu?
Peki son birkaç yıl içinde Türkiye’ye hakiki para ile hakiki yatırım getirenler kimler?
Tabii ki bu online ticaret şirketleri.
Yemeksepeti.com birkaç yıl önce 600 milyon dolara yakın bir bedelle, Alman Hero’ya satılmadı mı!
Bir başkası, Trendyol’da dünyanın en büyük fonları ortak değil mi!