Yeni sistemin ilk kabinesi açıklandığı zaman, toplumun geniş kesimlerinde olumlu karşılanan ve beklenti yaratan isim, hiç kuşkusuz Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk olmuştu.
Kimsenin dili Prof. Selçuk için kötü bir şey söylemeye varmıyordu.
Açık söylemek gerekirse, Bakan Selçuk bugün de ilk günkü kadar olmasa da hâlâ belirli bir krediye sahip.
Ancak içimden bir ses en büyük hayal kırıklığını burada yaşayacağımızı söylüyor.
Yine de umutları yitirmemekte fayda var.
Bakan Selçuk’u ilk ve ortaöğretim kadar üniversite alanında da kötü bir tablo bekliyor ve burada ne yapacağını merak ediyorum.
Sayılarla konuşmak gerekirse, en önemli meselelerden biri üniversitelerimizin kontenjan sorunu.
Burada elbette ki asıl sorun YÖK’te ve YÖK bu konuda sınıfta kalmış ama sonunda mesele Milli Eğitim’e dayanacak.
Yazalım da görelim birlikte:
• 2015 ve 2016 yıllarında üniversitelerde boş kontenjanlar sırasıyla yaklaşık 59.000 ve 60.000 olarak gerçekleşti. Daha önceki yıllarda da bu rakamlar çok farklı değil.
• 2017 yılında ise yaklaşık 911.000 olan toplam kontenjanın, ilk yerleştirmede 164.000 ön lisans, 52.000 lisans olmak üzere 214.000’i boş kaldı. Ek yerleştirme sürecinden sonra 211.000 ön lisans ve 111.000’i lisans olmak üzere toplamda 322.000 kontenjan, yani toplamın yüzde 35’i boş kaldı.