ÇOK uzun zaman sonra Ankara'dayım. Ve çok uzun zaman sonra Ankara'da yine iktidar kulisleri hareketlenmiş.
Bugün yapılacak AK Parti kongresinin kulisleri gece yarısına
kadar sürüyor.
13 yıllık AK Parti iktidarında belki de ilk kez gazeteciler bir
kongre öncesinde MKYK listesini öğrenmek için hummalı bir çalışma
içindeler.
Gün boyu AK Parti MKYK'sında yer alacak yeni isimler üzerine
konuşuluyor.
Eskilerden kim gitti?... Niye gitti?... Davutoğlu kimi
istedi?...
Binali Yıldırım adı en çok konuşulanlar listesinin başında.
Olacak mı, olmayacak mı?
Ali Babacan, Mehmet Şimşek yine öyle.
Ankara kulislerinde dedikodu muhtelif.
Bir an bakıyorsunuz, "Binali Yıldırım genel başkanlığa aday
olacak!!!" söylentisi yayılıyor.
Bir bakıyorsunuz, bir yerden bir liste dedikodusu sızıyor.
Ünlü otellerin lokantaları... Meraklı diplomatlar...
İşadamları...
Anlayacağınız Ankara, 15 yıl önceki kulis günlerini hissettirir bir
hal almış.
Ama bütün bu söylentilere, kulislere rağmen benim Ankara tecrübem
diyor ki:
"Sonunda bugün AK Parti kongresi yapılır. Başta Davutoğlu olmak
üzere her konuşmacı açıktan şöyle der: 'Bizim içimizde çatlak
olmaz. Hepimiz bir neferiz. Bizi kimse bölemez. Kim çıkarıyor bu
dedikoduları... Dimdik ayaktayız..."
Böylece gece yarılarına kadar kulis peşinde koşan genç gazeteci
arkadaşlarım son dakika bu haberleri geçerler.
Ama siyasetin derinlerinde o kulisler kalır.
Hem de bir virüs gibi kalır.
Zaten siyaset de böyle bir şeydir...
Virüsleri yaşayıp, onlardan kurtulabilme sanatıdır.