ADAM gelmiş, sahile sıfır evi kondurmuş. Çatıyı kapatmış.
Resmen kaçak. Yasadışı. Ahlaksızca. İşgalci.
Sahil Güvenlik görevini yapıyor.
Rapor tutuyor.
Ama raporun gittiği yerden ses yok.
Belediyelerden, valilikten ses yok.
Adam azgınca çatıyı da kapatıyor.
Sonra belki bir cezayla kurtulacak. Sahile sıfır beton başlıyor.
Sonra soruyoruz:
“Efendim, bu denizler nereden kirleniyor?”
İşte buralardan kirleniyor arkadaş. Yoksa birkaç amatör teknenin atığından değil.
İşte son örnek, Hisarönü. Kocabahçe, Selimiye, Sığ Liman, Bencik, Göcek...
Daha onlarca yasak iskele.
Tutanaklar tutulmuş.
Son olarak Sahil Güvenlik nisan ayında bir kez daha raporlamış.
Sonuç?
Sıfır.
Peki bu işgalcilerin dayısı kim arkadaş?
Biz gidip, karadan bir ağaç dalı uzatsak, ağaca bir koltuk halatı bağlasak, bin türlü ceza gelir.
Peki bunların arkasında kim var?
O kadar çok şikâyet alıyoruz ki...
Çevreciler ihbar ediyor, uyarıyor. Sahil Güvenlik rapor tutuyor. Gönderiyor.
İşte Selimiye Koyu...
Sığ Liman...
Adamlar resmen işgal ediyor. Betondan yapıları konduruyor. İskeleleri çıkıyor.
Selimiye’de Sahil Güvenlik test yaptı. Resmen koli basili buldu.
Cennet koy elden gidiyor. Raporlar gönderiliyor.
Dur diyen yok. Sonuç yok.