BİR 'eyvah hali' var bu aralar...
Biraz korku, biraz da içten içe sevinme hali... Muhalif bir kıskançlık...
“Gördün mü bak... Rusya ile uğraşırsan... Yanlış dış politika... Ortadoğu bataklığına saplanma... Dış ticaret çöktü...” diye başlayan ezik bir hal...
Dün oturdum, bu hali başlıklar halinde sıraladım...
SUR’DA DİRENİŞ Mİ BARIŞA DİRENİŞ Mİ
Suriye karıştı... Esad doğrudan PKK’ya desteği başlattı. Kandil bu desteği alınca barış masasını toptan devirdi. Şehirlerde sokak direnişini ateşledi. Hendekler kazıldı. Seçim sandığına karşı ölüm hendekleri kuruldu.
Memleketimizin bir yerinde her gün ateş yanıyor. Şehitler veriyoruz.
İsteniyor ki “İşte Türkiye yorgun düştü, dağılıyor” desinler.
Türkiye’nin iyi niyetini bir acizlik gibi algılayan bu azgınlığa karşı, Anadolu evlatları tek yürek olacaktır elbette...
Olmayana yazıklar olsun...
MOSKOVA PLANI
Esad’ın Moskova ziyaretindeki muhtemel konulardan biri de PKK’ydı... Türkmenlere ve Sünnilere destek olan Türkiye’ye karşı bir plan.
İçinde elbette Kandil’in olduğu bir plan. Putin, “Domates ambargosuyla yetinmeyeceğiz” derken işte bunu kastediyordu. PKK’ya silah desteği. Acaba bu silah desteğinin boyutu ne olacak? Füze mi? Konvansiyonel suikast tetikçiliği mi?
Türk istihbaratı elbette çalışıyordur. Ama benim asıl merakım, her fırsatta ‘dost ve müttefik’ diye kendisini tanıtan NATO istihbaratı bu konuda ne yapıyor?... Çok merak ediyorum...