SABAH güneşli ve umut dolu bir İstanbul'a uyanmıştım...
Güneş 7 tepeli şehrin karlarında parlıyordu...
İşte tam o an geldi o mesaj...
Hürriyet
Gazi Abdullah’tan...
Abdullah Ağar’ın belinde üç kurşun yarası var...
Issız dağlardaki çatışmalardan kalan bir madalya gibi taşıyor...
Ve bana Gabar dağlarından kalma öyle bir gece anlattı ki...
İliklerime kadar işledi.
Son gidişimde Diyarbakır’da gördüğüm gencecik özel harekâtçıları hatırladım...
Yanık yüzlü, cesur çocukları... Sırtlarında çelik yelekle yaşıyorlar...
İşte o çocuklar için Gazi Abdullah Komutan’ın bu yılbaşı yazısını aynen aldım buraya...
Ve bir telefon açtım dedim ki:
“Sevgili Abdullah, öyle bir yazmışsın ki... Yüreğimden yakaladın beni... O dağlarda vatan için görev yapan aslanlara selam olsun diye aynen yayınlayacağım yazını.”
Kirpiklerimize kadar ıslanan duygu yüklü bir konuşma yaptık...
İşte eksi 32 derecede Gabar’da bir yılbaşı gecesi:
“Dışarıda tipi var.
Yine böyle bir yılbaşıydı.
Gabar’daydık.
Yine tipi vardı.