1’İNCİ MESELE
Dün Lefkoşe’den bir haber:
KKTC Cumhurbaşkanı Akıncı açıkladı:
“BM’nin barış girişimi bir sonuç vermedi.”
Yani...
“Bunca girişim, bunca emek, diplomasi... Yine sonuç vermedi.”
Toplantılar... “Rum Cumhurbaşkanı toplantı odasını terk etti” haberleri...
Niye olmuyor?
Bu konuyla ilgili devlet düzeyinde bir isim bana şöyle demişti:
“Adam Avrupa Birliği’ne girmiş. Orada kendisine Kıbrıs dedirtiyor. Bizimle birleşerek bunu yedirmek istemiyor...Varlığı ve geliri oradan. Bizi ortak etmek istemiyor.”
Biz de ısrarla onlara ‘sözde’ diyoruz.
Dünya ise devlet diye tanıyor.
Bıktık arkadaş artık bu oyundan.
2’NCİ MESELE
Biz elimizden gelen her türlü kolaylığı gösterdik.
Cumhurbaşkanımız Erdoğan açıktan 1915 olayları için ‘üzüntüsünü’ dile getirdi.
Hem de defalarca.
Tarihçilerden bir komisyon kurulsun istedik.
Ama hayır.
Ne yaptıysak tatmin olmadılar.
Çünkü bu mesele çözülsün istemeyen bir diyaspora var...
Varlığı, geliri bu meseleye bağlı.
Biz ‘sözde Ermeni soykırımı’ diyoruz.
Ne garip tesadüf değil mi?
İkisinin de varlığı ve geliri bizimle kavga etmesine bağlı.
İkisine de ‘sözde’ diyoruz...
Dünya bizimle oynar gibi soykırım anıtı açıyor.
Hem de ‘dost’ diye konuştuklarımız.
Yetti artık.
3’ÜNCÜ MESELE
Kanımızı akıtan, canımızı yakan bir meseledir bu.
Demokratikleşmeyi denedik. Karşılıklı oturduk.