ADINI baştan koyuyorum.
Diyarbakır’daki bu kongre, Ankara’ya karşı alternatif bir ‘meclis
hazırlığı’dır.
Sırasıyla yazalım...
-HDP’nin Rusya’da temsilcilik açma girişimi...
-Demirtaş’ın Rusya’da Kürt İşadamları Derneği’ni açması...
Peki bunların anlamı nedir?
Diplomasinin en basit tercümesiyle bu aslında Ankara’ya karşı bir
şantajdır...
Basit sorularla gidelim.
Rusya Türk işadamlarına limanları kapattı. Vizeleri kaldırdı.
Rusya Türk bankalarını, şirketlerini bastı...
Peki böyle bir dönemde, Rusya’nın Demirtaş’a Kürt İşadamları
Derneği açtırmasını nasıl açıklayacağız ki?
(Eminim şimdi Homeland gibi CIA içerikli casus dizilerini izleyen
sıradan bir vatandaş bile sorabilir. Bu dernek PKK parasını
Rusya’da aklamanın bir kapısı olabilir mi?)
Asıl sorumuza dönersek...
HDP bunları yapıyor ama... Oysa daha dün...
Cumhurbaşkanlığı seçimi sırasında bir sabah kahvaltısında...
Demirtaş gözümün içine bakarak şöyle demişti:
“Benim cumhurbaşkanı adayı olmam Türkiye partisi olduğumuzun
ispatıdır. Türkiye’nin birliğine olan inancımızın işaretidir.”
Peki bugün neredeyiz?
Önceki gün baktım, Diyarbakır’da bir kongre...
Demokratik Toplum Kongresi...
O kongrede Selahattin Demirtaş diyor ki:
“Gelecek yüzyılda Kürtlerin bir devleti olacak. Kantonları
da...”
İşte bu kadar...
Yalnızca Demirtaş’a bakmayın... Daha önemli bir isim var...
DTK Eşbaşkanı Selma Irmak...
Irmak da diyor ki:
“Kürdistan alanlarında tarih yeniden yazılıyor. Son kez elimizi
uzatıyoruz. Sur, Cizre, Silopi, Nusaybin, Dargeçit direnişlerini
selamlıyorum. Yaşamını yitirenlerin mücadelesi önünde saygıyla
eğiliyorum.”
İşte geldiğimiz durum budur.
Ben burada artık su yüzüne çıkan bir hazırlığın kabarcıklarını
görüyorum...
Sanki bir ‘alternatif meclis’ hazırlığı...
Eğer daha ileri bir yorum isterseniz...
“Sürgünde parlamento” planı...
Eğer Rusya’nın gazına gelerek ve Kobani üzerinden PYD
kantonlaşmasının hayalleri Cizre’de kuruluyorsa... Ve HDP vekilleri
Meclis’ten kendilerini attırarak bir “sürgün meclisi” kurmayı
planlıyorsa...
İşte o zaman yazıklar olsun...
Kimsenin kimseye uzatacak eli kalmaz... İşte ben buna
üzülürüm...