-SON CHP kurultayı bize ne gösterdi?
-Sokakta kaybeden parti salonda kükreyerek ne kazanabilir?
-Halkta kaybeden parti, delegede kazansa kaç yazar?
Her defasında böyle oluyor... CHP seçim kaybediyor... Ya da iktidar olamıyor...
Sonra bir kurultay tartışması başlıyor... Adaylar çıkıyor ya da çıkar gibi oluyor...
Parti genel merkezi bir ‘bürokrasi kalkanı’ olup özeleştirinin karşısına dikiliyor...
Sonra kimisi parti meclisini, kimisi milletvekili adaylığını garanti etmek için kaybeden genel başkanı yeniden seçiyor...
Ve böylece ne oluyor?
Halkta kaybeden, sokakta gerileyen CHP, sanki bir seçim yenilgisi almamış...
Sanki zafer kazanmış gibi alkışlarla, sloganlarla genel başkanını yeniden seçiyor...
VE HAKARET
Bu defa bununla da kalmıyor...
CHP kendi içinde özeleştiri mekanizması başlatacağına...
Neden iktidar olamadığını sorgulayacağına...
Rakibe yükleniyor... Hakarete sığınıyor... Cumhurbaşkanı’na saldırıyor.
Kemik oylara, öfkeli seçmenlere saplanıp kalıyor...
Oysa bir ders çıkarabilirdi.
Geçmişte sol kültürün en önemli mekanizması olan ‘özeleştiri kültürü’nü hatırlayabilirdi.
Çetin Altan’lı, Sadun Aren’li TİP’in... 15 vekili çıkardığı gün “Neden iktidar olamadık” diye özeleştiri yaptığını hatırlardı...
Sorardı:
-Arkadaş biz hangi illerde, hangi ilçelerde oy alamadık?
-Niye alamadık? Oradaki arkadaşlar nerede? Kime hesap veriyorlar?
-Güneydoğu’da niye silindik?
-Bir zamanlar solun kalesi olan Diyarbakır’ı nasıl kaptırdık?
-Kocaeli, Bursa... Marmara gibi işçi bölgelerinde tamamıyla kaybeden sol parti olur mu?
Neden CHP Gençlik Kolları bu kadar sessiz? O gençlik kollarından, tabandan, teşkilattan gelen çocuklar nerede?