BELKİ biraz ağır olacak bu yazdıklarım...
Ağır olacak, çünkü...
Sonbahar yorgunu arıların çaresizlikten denize düşüp çırpınması
gibi...
Akdeniz’de ölümüne çırpınan mülteci çocuklar için yazıyorum.
Bu kanlı coğrafyanın karatahtadaki özetini başka türlü
anlatamazdım.
“BU İŞİD DE NEREDEN ÇIKTI?” diye soranlar için...
Tarihe not düşeceğiz ya...
Unutulmasın diye yazıyorum:
- Ortadoğu’da yüzlerce yıldır süren kuşatmaların, örtülü örtüsüz
darbelerin, sömürünün, köle ticaretinin nefretten yapılmış bir
yaratık halinde fışkırmasıdır IŞİD...
- Paris’in arka sokaklarına kapatılan Cezayir sömürgesinden arta
kalmış çocuklardır...
- Londra banliyölerine tıkılmış ve içini zifir gibi kin kaplamış
Afgan-Paki sömürge çocuklarıdır...
- Açlığın, aşağılanmanın, tarihin mahzenlerinde birikip, insanlığın
yüzüne tükürmesidir IŞİD... Kanlı bir tükürüktür bu...
Biraz ağır olacak ama yazıyorum...
Çok değil... Daha 100-150 yıl önce...
Mesela yine Rusya, İran’ı işgal etmişti... Bugünkü Ermenistan ve
Azerbaycan’ın gelişidir bu işgal...
Aynı Rusya sonra Türk-İslam devletleri olan Buhara Emirliği’ne,
Hokand ve Hive hanlıklarını ilhak etti. Sildi...
Rusya kuzeyden gelirken, Fransızlar Tunus’u, İngilizler Mısır’ı
işgal etti...
Tarih dersini kısa tutarsak...
Bu petrol coğrafyasında işgal, kuşatma, ayak oyunu hiç
bitmedi...
İşbirlikçiler ayarlandı... Ülkeler bölündü...