MECLİS’teki tartışmalara bakarken...
Dün aniden...
Mustafa Kemal Atatürk’ün salıncaktaki fotoğrafı geldi aklıma.
Dünyadaki tek lider olarak 23 Nisan’ı çocuklara verdi ya...
Tam bunları düşünürken geldi haber...
Kayıp...
Sohbetini hep sevdiğim sakin adamın karısı Fulya ölmüş.
Serdar Güzelaydın’ın eski eşi...
Artık bu eskinin ne anlamı kaldıysa...
Aradım ve “İşte böyle gidiyoruz bu dünyadan Serdar” dedim.
Ve hiç gitmeyecekmişiz gibi savaşıyoruz.
İşte bir felç... Bir kalp krizi...
Fulya gitti... Gülümsün sabah gözyaşıyla aradı.
Ağladık...
Bir kandil günü...
Yine sevmeyi hatırladık...
TEVAZUNUN ÖLÜMÜ
Dedim ya...
Anlaşılmaz bir şekilde kayıplar oldu dün.
Kimse bilmez...
Ankara’da sessiz bir insan vardır.
Ne zaman Ankara’ya gitsem sormuşumdur:
“Bu kadar başarılı ve zengin bir insan, neden Ankara’da bir tenis kulübünde yer her öğle yemeğini?”
İstese Moskova’da ya da dünyanın en güzel şehirlerinde oturabilirdi.
Sonra anladım ki...
Doğduğu şehri seviyor.
Ankara’yı...
Zamanında Atakule projesini yapmıştı.
Sonra...
O proje yüzünden zor duruma düşmüştü. Ticari batıktı.