KERKÜK’te olan tam anlamıyla bir danışıklı tahriktir. Irak Bölgesel Kürt Yönetimi bayrağının Kerkük’e asılması Türkiye’ye yönelik bir tahriktir.
Petrole ayarlıdır.
“Burayı bana verirseniz, petrolü alırsınız” mesajıdır.
Mesajın kime gittiği bellidir.
Kerkük nüfus idaresinin basılması... Kayıtların talan edilmesi...
Irak ve Suriye’nin kuzeyinden geçecek bir ‘Kürt otonom bölgesi’nin hazırlığıdır.
Ankara bunu görmüyor mu?
Elbette görüyor.
Danışıklı tahrik kavramını de bu nedenle kullanıyorum.
Bağdat bayrağı reddetti ama.
Öyle çok fazla ses de çıkmıyor.
Bağdat yönetimi dediğin, Beyaz Saray’ın ağzına baktığı için. Büyük plan içinde küçük bir piyon durumundadır.
İşte o nedenle Kerkük İl Meclisi Başkanı Talabani açıktan Bağdat’a rest çekebiliyor:
“O bayrağı indirmeyeceğiz. Sonsuza kadar dalgalanacak...”
Kerkük’teki Talabani’ye, Erbil’deki Talabani’den destek geliyor...
Celal Talabani’nin oğlu Başbakan Yardımcısı Talabani olayı daha da büyütüyor:
“Bayrağımızın Kürdistan Kudüs’ünde dalgalanması kutlu olsun.”
Vaayyyyyy... İşte bu kadar.
Tahrik tavanda.
Bağdat kaynaklı Beyaz Saray senaryolu oyun...
Kerkük dekorunda sahneye konmuş durumda. Böyle yavaş yavaş, yedire yedire ilerliyor replikler.
Önce Erbil yoktu, Kerkük hayaldi...
Şimdi Erbil’den Kerkük’e ‘Kudüs senaryoları’ gönderiliyor.
Babadan oğula Talabani sürecidir bu...
KERKÜK TÜRKMENLERİ
Kerkük elbette bir Türkmen şehridir. Aynı zamanda Araplar yaşar.
Peki nasıl oluyor da Kürtler böyle bir oldubitti yapabiliyor.
Çünkü arkasında petrol pazarlığından oluşmuş bir güç var.
Körfez Savaşı’nda ABD’ye bölgesel ve yerel destek veren Peşmerge bu desteği aldı bir kere.
Benzerini YPG, Suriye’de DAEŞ’e karşı yapıyor. Peki Kerkük Türkmenleri ne olacak?
Kerkük Türkmenleri medenidir. Çağdaştır. Irkçı değildir.
Bir arada yaşama kültürünü geliştirmiştir. Savaşçı olmayı değil, sanatçı olmayı seçer.