BÜTÜN partiler seçim vaatlerini açıkladılar.
Maddeler halinde bakarsanız...
Hepsi etkileyici, sosyal kolaylıklar.
Doğrudan cebe yönelik sözler... Türkiye'nin geleceğine yönelik projeler.
Yüreğe, akla, duygulara yönelik açıklamalar.
Çevre duyarlılığı desen var.
Altyapı projeleri desen var.
İnsan hakları desen var. Sivil anayasa desen var.
Ve daha niceleri...
Hepsi de tamam.
Ama seçmenin oy kullanacağı şu psikolojik atmosfere bir bakın.
Gerilim... Kin... Öfke...
Nefret... Bilek bükme... İhanet suçlamaları... Tacizler... Hakaretler...
Ve tavan yapan toplumsal kamplaşma...
Şimdi soruyorum:
Böyle bir psikolojik atmosferde, acaba seçmenin kaçta kaçı partilerin vaatlerine, projelerine, kadrolarına bakarak oy verecek?
Yoksa içine düştüğü, düşürüldüğü öfkenin, kamplaşmanın, nefretin etkisiyle mi oy kullanacak?
Ya da beğendiği partiye göre değil de beğenmediğini kıstırmak için ötekine mi oy verecek?
Bu sorular Türkiye'yi, demokrasiyi, hayatı seven herkesin sorması gereken sorulardır...
Ya da şöyle soralım:
Türkiye bu gidişle, bir siyasi fikri ya da projeyi seçmeye değil, ötekini seçtirmemeye ayarlı bir psikolojinin içine sıkışırsa...
Bu ne kadar sağlıklı olur?