HER seçim için aynı şey söylenir:
"Bu seçimler partimiz için kader seçimidir."
Ama bu defa gerçekten öyle:
Düşünsenize, siyasi partiler
7 Haziran'dan farklı ne söyleyecekler?
Daha birkaç ay önce meydanlara çıktılar...
O yüzden bu seçimlerde
"ne söylendiğine değil, söyleyen lidere bak" gibi bir durum
var.
Yani asıl sınav partilerin vaatlerinde değil, liderlerin
inandırıcılığında...
Yani özetle liderler açısından bakarsak...
Sırasıyla:
DAVUTOĞLU: Atamayla başbakan olmuştu. 7 Haziran'da oyları düşüren
genel başkan diye açıktan eleştirilmedi ama, çevresinde bir kuşku
bulutu oluştu.
Şimdi bir kongreden çıkan genel başkan olarak seçimlere gidiyor...
Çok kritik adayları da kendisi belirledi. Eğer beklenen oyu alıp
iktidar olamazsa ilk tartışılacak isimdir. O yüzden Davutoğlu için
kader seçimidir.
KILIÇDAROĞLU: CHP'yi iktidar yapma sözü var. Ama girdiği seçimlerde
bir türlü beklediğini bulamadı. 'CHP'yi iktidar yapabilecek mi'
sorusu bu seçimlerde de önünde. CHP'yi iktidar yapamazsa ağır
eleştiriler başlar. Koalisyon da olamazsa gereğini yapmak zorunda
kalır.
BAHÇELİ: Bir kez iktidar oldu. Koalisyondu. Bir prensip kararıyla
seçime gitti. İktidarı kaybetti. 7 Haziran'da koalisyon ihtimalini
reddetti. 1 Kasım'da iktidar alternatifini kaçırırsa çok ağır bir
tartışma başlar... Liderliği tartışılır... Mesela Meral Akşener'in
sessizliği bile yeter.