MHP içinde önemli bir isimle uzunca bir sohbet yaptık.
Önce iki keskin söz:
- Bizim görevimiz MHP’nin bütünlüğünü sağlamaktır.
- Yeni nesilleri kaçırıyoruz.
Şimdi detaylar...
Uzunca süredir susuyordu. Ama yıllara yayılan dostluğumuz nedeniyle
yine de aradım.
“Ne oluyor?” sorusu yerine, “İçin rahat mı?” diye sordum.
Uzunca bir sessizlik oldu. Söyleyeceği çok şey vardı.
Ama sanki çatlamaya yüz tutan köklü bir toprağa bir kazma da o
vurmak istemiyor gibiydi.
Onun anlattıklarından çıkardığım özet şudur:
- Hangi ülkücünün içi rahat olabilir ki... Bu süreç daha iyi
yönetilebilirdi. MHP’nin bu olaydan yara almadan kurtulması için
bir ortak karar lazım. MHP’nin bütünlüğünü korumak lazım.
- Türkiye’nin bütünlüğü üzerine yemin etmiş bir parti, kendi
bütünlüğünü sağlayamazsa olur mu?
- Genel Merkez ‘10 Temmuz’ diyordu. Şimdi delegenin yarısı ve belki
de fazlası ‘10 Temmuz’ dedi. Öyleyse bu 10 Temmuz kongresi
siyaseten çoğunluğun meşru kongresidir.
- Genel Merkez eğer disiplin kurulunu işletir de adayları devre
dışı bırakırsa... Çok sıkıntı olur.
- Bu durumda genel kurul, disiplin kurulunun üzerinde olmalıdır.
Siyaset kurumu esas olmalıdır... Hâkim kararıyla değil, delge
iradesiyle yürümelidir.
SALI GRUP TOPLANTISI
- Elbette Genel Merkez bir açıklama yapacaktır. Devlet Bey salı
(bugün) grupta konuşacak. Sanıyorum tüzük değişikliğiyle ilgili
yargıya gidilecek. Bunlar netleşince ben de değerlendirmemi kamuya
açıklayacağım.
Sohbetten anladım ki, yıllarını, hayatını MHP’ye vermiş olan
dostumun içi yanıyor.
Peki Devlet Bahçeli kendisinden bir görüş istemiş mi?
Hayır!
Bu da ilginç.
Belli ki Bahçeli’nin disiplin kurulu kararından sonra açıklamalar
çoğalacak.
Devlet Bahçeli’nin eleştirilecek çok yanı olabilir.
Ama liderlik yaptığı 19 yıl boyunca siyasette dürüstlüğün sembol
isimlerinden birisi oldu.
Ülkücü gençleri sokaktan, şiddetten, her türlü tuzaktan korudu.
Partisini ayak oyunlarından, ‘gizli projeler’den uzak tuttu.
Bu nedenle siyasette çok önemli bir misyon yüklendi.