30 yıl bir şekilde konuştum, izledim, sohbet ettim onunla...
Ne desem şimdi onun için?
12 Eylül sonrası siyasete döndüğünde Ankara Hilton Oteli'ndeki
toplantıda çağırıp yanına oturtmuştu beni. Sıfırdan tekrar
geliyordu. Devlet gücü yoktu. Özal'ın tartışmasız etkisi
hâkimdi.
Belki de biraz umutsuz gözlerle bakmış olacağım ki...
Kulağıma eğilip, "Umutla hayal siyasetçinin azığıdır" demişti.
Şimdi ne desem onun için...
* * *
Sevgili babamın cenazesine gelmişti. Hayal ve umut azığı onu
başbakan yapmıştı...
Artık başbakandı...
Musalla taşının önünde biraz fazla bekleyince, nedendir bilmem,
ağzımdan "Efendim sizi de böyle bekletiyoruz" diye bir laf
çıkmıştı.
Omzumdan tutup, "Merak etme Çekirge. Acele etme... Sen bi kere
ölmeyegör, sonunda gömüverirler adamı" demişti..
Musalla taşının önünde, basit bir cümleyle ve en sade haliyle
babamın ölümünü, hayatın gerçeğine böyle bağlayıvermişti.
Ne desem şimdi onun için... Nasıl tarif etsem?