BİR akşamüzeri 6 genç...
Osman Paşa Camisi'nin bahçesinde toplandılar.
Kadızade Zühtü Işıl, Kadızade Raşit, Süreyya İplikçi, Refik Civelek, Osman Nuri ve Örnekköylü Hüseyin...
İttihat Terakki yıllarıydı.
Sokaklar, "hürriyet" diye çınlıyordu. Ama futbol yabancıların elindeydi. Panionios ve Apollon takımlarının maçlarını biraz kıskanarak biraz da özenerek izliyorlardı.
Sonunda gözü kararttılar ve karar verdiler. Alaybey'de bir zeytin ağacının altında kurdular.
Karşıyaka Muaresei Bedeniye Kulübü...
Yani... Eski yazıyla...
Kaf... Sin... Kaf...
1912'den sonra maçlara başladılar. Efsane isimler geldi. Yalnızca futbolcu mu?
Kahramanlar yetişti.
Mesela KSK'nın 1 numaralı kurucusu Kadızade Zühtü Işıl...
Yalnızca top koşturmadı.
1. Dünya Savaşı ve Milli Mücadele'de cepheden cepheye koştu.
Hatta Filistin cephesinde "Kanal Harekâtı" sırasında İngilizlere esir düştü.
Kaptan Raşit Kadızade, Suat Karşıyaka, Refik Civelek, Kaleci Salih, Çakır Kemal, Örnekköylü Hüseyin, İtalyan Hanri Barter, Kemal Paşalı Sarı Ali, Muharrem Hüsamettin ve Zühtü Işıl, yeşil-kırmızılıların tarihindeki ilk on biridir. Kurtuluş Savaşı'na kadar yabancılarla kıran kırana maçlar oynadılar. Bağımsızlık için bir diriliş, bir silkiniş oldular...