GÖRÜNEN odur ki, önümüzdeki dönemde başkanlık sistemi ve sivil anayasa hazırlığı gündemin ilk sıralarına çıkacak.
Elbette tartışılacak. Elbette değişik görüşler ihtiyaçlara göre
sistemler ortaya atılacak.Elbette demokrasinin gereği herkes
fikrini söyleyecek. Benim gönlüm başkanlık sisteminden yana... En
yakın olanı ise dar bölge...Ama hangi sisteme gidilirse
gidilsin...Temel olarak şunların üzerinde duruyorum: Parlamenter
gibi görünen şu andaki sistemde aslında parlamentonun büyük bir
etkisi yok.1) Çünkü milletvekili listelerini genel başkan
belirliyor. Yani seçmen oy verdiği milletvekili adayını tanımıyor
bile. Partiye ve lidere bakıyor. Demokrasi yerelleşemiyor.2)
Milletvekili genel başkanın iki dudağı arasından seçildiği için,
parlamentoda lider ne derse onu yapıyor. Parlamento bağımsız
işlemiyor. Milletvekili kendisini oy veren seçmene karşı değil,
listede ön sıraya koyan lidere karşı sorumluluk hissediyor.3)
Seçmen bulunduğu bölgenin vekilini tanımadan oy veriyor.4) Genel
merkez tarafından belirlenen milletvekili bağımsız hareket
edemiyor.5) Bu siyasi partiler yasasına göre genel merkez delegeyi
belirliyor... Delege de lideri seçiyor. Böylece partiler değişmeyen
kadrolarla hantallaşıyor... Siyaset-menfaat birbirine karışıyor.6)
Bütün bu nedenlerle bizim sistemimiz parlamenter gibi görünse de,
aslında “mutant” halinde, kaotik bir yapıdır.
NASIL OLMALI
Hangi sistem olursa olsun...1) Milletvekilleri liderlerin iki
dudağı arasından kurtulmalı.2) Vatandaş kimi seçtiğini bilmeli ve
ona göre oy vermeli... Milletvekili lidere değil, millete karşı
sorumlu olmalı.3) Bakanlık, bir güç üretici makam olarak değil,
hizmet üretici bir servis ağı olarak öne çıkmalı.4) Başkanlık
tartışmalarını kişisel olmaktan çıkarmalı. Başkanlık sistemi
arayışlarını yalnızca Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın şahsi isteği
gibi göstermek büyük bir yanlıştır. Bu tavır tartışmaların olumlu
bir sonuca ulaşmasına katkı yapmaz. 5) Türkiye artık bu yönetim
meselesini netleştirmelidir.6) Her durumda denetlenebilirlik ve
güçler ayrılığı esas olmalıdır.7) Başkanlık tartışmaları ve yeni
anayasa negatif değil, pozitif temelde ve siyasi partiler arasında
diyalogla yürümelidir.