BİR hafta önce Ankara'dan bir sohbeti aktarmıştım.
Kulislerin en sade sesiydi...
"Koalisyon yok" demişti...
Ve dediği çıktı...
Bu saatten sonra...
"Cumhurbaşkanı istemedi... Engelledi... Karşı çıktı" demenin bir
anlamı yoktur.
Sonuçta iki parti görüştü ve olmadı.
Ahmet Davutoğlu ve Kemal Kılıçdaroğlu...
Şu anda Türkiye'nin en çok oy almış iki partisinin lideri.
Davutoğlu "Erken seçim tek ihtimal haline gelmiştir" diyerek
görüşmeleri noktaladı.
Şu an daha çok neyi düşünüyorum biliyor musunuz?
Seçim başladığında meydanlarda eğer bu yaptıkları görüşmeleri birer
suçlama halinde açıklarlarsa...
İşte bu yakışmaz.
"Ben böyle dedim, o şöyle dedi."
"O bunu istedi, ben vermedim."
Ya da...
'Meydanlarda bir kabahat kimde oyunu' izlersem çok üzülürüm.
Dahası...
İki liderin baş başa görüşmelerindeki o 'mahrem sohbet' meydanlarda
bir propaganda malzemesi haline getirilirse...
Türkiye demokrasisi adına buna üzülürüm.
Hangi sonuç çıkarsa çıksın...
İster koalisyon, ister seçim...
Siyasetin ve siyasetçinin birbiri ile konuşurken kendine
güvenebileceği bir ortamdır demokrasi.
Ve elbette 'demokratik ahlak'.
Ben iki liderin de böyle bir yola girmeyeceğini umuyorum.
Bundan sonrası siyasi mahremiyet ve demokratik ahlak
yarışıdır...