HABER Antalya’dan..
Ramazan bir gece balkonda uyuyor.
İçeride de eşi ve çocuğu..
Gece yarısından sonra, devrilen kovanın sesiyle uyanıyor.
Bir bakıyor ki, karşısında simsiyah bir adam.
“Kimsin kardeşim sen” diye bağırıyor.
Ses yok.
“Lannnnn!!!” diye yine bağırıyor.
Eşi ve çocukları aklına geliyor. Uyku sersemi... İçeriye... Eşine
bir kez daha bağırıyor.
Ses yok.
“Eyvahhhhh!” dediğinde.
Adam balkondan aşağıdaki kata atlıyor. Ramazan içeriden silahını
kapıyor.
Yine eşine bağırıyor. Gözünün önüne sapık cinayetleri, felaket
filmleri geliyor.
Balkondan atlayan adamın peşinden bir el ateş ediyor.
Sonrası şöyle:
“Hırsız vuruluyor. Ve hastanede ölüyor.”
Hırsızın üzerinden Ramazan’ın cep telefonu çıkıyor...
Sabıka kabarık.
Ama sonuçta Ramazan birisini öldürmüş.
Savcı hemen tutuklama istiyor. Tutuklanıyor.
4 ay içeride geçiyor. Sonra ilk duruşma.
Ramazan müebbetle yargılanıyor.
Ve hâkim kararı veriyor:
“2 yıl 2 ay 20 gün hapis...”
Hâkim belki de Ramazan’ı kollamış. Müebbetten 2 yıl 2 ay 20 güne
inmiş.
Bir açıdan bakarsanız ortada bir ceza var.
Peki hâkim cezayı 2 yıla indirip erteleyebilir miydi?
Ya da şöyle soralım:
Evinizin balkonunda uyuyorsunuz...
Bela gelip sizi buluyor...