YÖRENİN belediye başkanı diyor ki:
- Biz ne yapalım? Adam gitmiş Ankara’ya şikâyet etmiş. Oradaki
bürokrat ‘inceleyin’ diye yazıyı yazmış. Buradaki görevli de ‘Yahu
ileride başıma dert olmasın, ben cezayı keseyim de kurtulayım’
demiş... Yani sonradan savcılıktan gelen ‘Kardeşim, sen neden ceza
kesmedin. Sen de suçlusun” yazısından korkuyor...
Ne yazık ki Ankara’yla ‘taşra’ arasındaki uçurumun sonucu ve tarifi işte budur.
‘Aman başıma bir şey gelmesin’ diyen bürokrasinin ‘aç soruşturmayı, at sorumluluğu üstünden’ hali...
Örnek mi?
Bugün Türkiye’nin en büyük turizm gelirini sağlayan Marmaris’ten Antalya’ya kadar uzanan sahillerdeki turizm yatırımcılarını dinleyin.
O haritada işaret parmağınızı rasgele bir yere koyun...
Bugünlerde ‘Yandık, bir de devlet vurmasın’ sesinden başkasını duymazsınız.
İşte Ortaca, Dalyan, Fethiye...
- Zaten otelini yenilemek için kredi borcu alan yatırımcı
sıkıntıya girmiş...
- Zaten acente iptalleri peş peşe geliyor...
- Zaten umutlar son dakika rezervasyonuna kalmış...
- Zaten birçok otel gecikmeli açılış yapma noktasında...
Şimdi bir de sezon öncesi ‘teftiş ve şikâyet’ adı altında ceza kesiliyor...
Neymiş, sahildeki lokanta mutfak bacası yanlış yere konmuş...