Ramazan ayının ilk haftasını Suriye'de devam eden savaş, kan ve gözyaşlarıyla idrak ediyoruz. Savaşlar nedeniyle içinde bulunduğumuz yüzyılın en büyük göç dalgasıyla karşı karşıyayız. Milyonlarca insan evini, yurdunu terk ederek olumsuz insani koşullar altında çalışmaya ve yaşamaya devam ediyor.
Küreselleşmenin, insan tarafı yok!
Küreselleşme devrinin başlamasıyla birlikte sermaye, mal ve hizmetler çok daha rahat yer değiştiriyor. Toplumsal değişime paralel insanlarda tüketim eğilimi hızla artıyor. Kentleşme, üretim araçlarında değişim, kitle araçlarında hızla gelişme, insanlığı değiştirmeye toplumları dönüştürmeye tüm hızıyla devam ediyor. İnsanlar üretilen mal ve hizmetlerle hayatına yön veriyor. İnsan, adeta tüketim nesnesine dönüşüyor. Popüler kültürün ürettiği araçlar yaşamını kuşatıyor, hayat ile ilgili değerlerini oluşturuyor.
Vahşi kapitalizm yoksulluk sebebidir.
Liberal piyasa ekonomisinin fikir babaları küreselleşmenin bütün dünyaya refah artışı bahşedeceğini söylüyorlardı. Aradan yıllar geçti ama milyonlarca insan hala fakirlik çekiyor, içecek su bulamıyor, tıbbi bakımdan ve eğitimden yoksun yaşıyor.