Son zamanlarda şehirlerin en merkezi noktalarda “bonzai” içen gençler haberleri ile karşılaşıyoruz. Gençler ya bir yerde kıvranırken ya da bilincini yitirmiş halde görülüyor. Eroinden yüz kere daha tehlikeli olan bu sentetik uyuşturucu kullananların sayısındaki artış, son zamanlarda sokaklarda zombi gibi dolanan kişilerin görülmesine sebep oldu.
Çoğunluğu gençlerin oluşturduğu bonzai bağımlıları hareketsiz bir şekilde yatarak baygınlık geçiriyor veya kontrolden çıkarak bilinç dışı hareketlere sebep oluyor. Çocuğunun madde kullandığını yıllar sonra fark eden ana-babaların varlığı, madde bağımlılığı ile mücadele her şeyden önce toplumsal bilinçlenmeyi gerektiriyor. Bu yazı dizisinde bu amaca hizmet etmeyi hedefliyorum.
Madde bağımlığı nasıl oluşur?
Gençler arasında hızla yaygınlaşan madde kullanım aslında sağlıksız aile ve toplumsal ilişkilerin bir sonucu. Çocuğun ailesiyle kurduğu ilişki kalitesi gelecek yaşamında kişiliğini, karakterini belirler. Bir çocuk doğumdan itibaren sağlıksız anne ve baba tutumlarıyla, sevgisiz ya da aşırı sevgi ile yetiştirilmişse duygusal ihtiyaçlarını karşılamak için bağımlı ilişkilerle yönelir. Bir metaforla açıklarsak, çocuk dünyaya geldikten sonra annesi ile göbek bağı kesilir, anneden bedensel olarak ayrışır. Ancak psikolojik olarak bağ kopmazsa, ilişki koruyucu, kollayıcı tutumlar şeklinde sürdürülürse bu çocuklar gelecek yaşamında bağımlı bir kişi olmaya adaydır.
Madde bağımlılığı, bireyin bağımlı aile ilişkilerinin sonucu olarak ortaya çıkar. Ergenleşme süreciyle çocuk ailede bulamadığı ilgiyi, sokakta arkadaş grupları içerisinde sağlamaya çalışır, arkadaş grupları içinde onay görür ve takdir görür. Aile ilişkilerinde bağımsızlaşma süreci desteklenmeyen çocuk, sokakta arkadaş grubu içerisinde güçlenir, kimlik ve bağımsızlık kazanır. Sokakta akran gurubuyla etkileşimi çocuğun sokakta yaşama ve sokağa bağımlı olma sürecini arttırır. Çocukları arkadaşları, akranlarınca dışlanma korkusu ve merak madde kullanmaya yöneltir.
Madde bağımlılığı sebepleri