Fatih Özatay Dünya Gazetesi

Tarihten bir yaprak

Bugün geçmişe, 2001 krizi öncesine dönmek istiyorum. Krize giden süreçte bankacılık sektöründeki bozukluklar giderek artmış ve sonuçta krizin önemli nedenlerinden biri hem özel bankalardaki hem de kamu...

09 Mayıs 2018 | 126 okunma

Bugün geçmişe, 2001 krizi öncesine dönmek istiyorum. Krize giden süreçte bankacılık sektöründeki bozukluklar giderek artmış ve sonuçta krizin önemli nedenlerinden biri hem özel bankalardaki hem de kamu bankalarındaki önemli sorunlar olmuştu. Ancak, bankacılık sektörüne bir bütün olarak bakmak, o dönemdeki sorunların olanca çıplaklığıyla ortaya çıkmasını engeller. Zira kamu bankaları ile özel bankalar arasında önemli bir ayrışma gerçekleşmişti. Özel bankaların ilk temel ayırt edici özelliği repo cinsinden çok kısa vadeli borçlarının bilançodaki ağırlığıydı. Bu bankaların ikinci ayırt edici özellikleri ise döviz cinsinden mevduatlarının lira cinsinden mevduatlara kıyasla yüksek düzeyiydi. Açık ki özel bankalarda önemli bir bilanço bozukluğu vardı: Kur ve faiz yükselişlerine çok daha fazla duyarlıydılar.
Kamu bankalarında ise temel sorun çok farklıydı. Kamu kesiminden alacakları, özellikle “görev zararları” karşılığında yazdıkları alacaklar çok yüksek miktarlara ulaşmıştı. Mesela 1999 sonunda “görev zararı” alacakları tüm varlıklarının yüzde 32’sine ulaşmıştı. 2000 sonunda da benzer bir oran söz konusuydu. Ancak bu alacaklarını tahsil edemiyorlar, dolayısıyla sayısız finansman sorunuyla cebelleşiyorlardı. Kamu bankalarının bu işlemlerden uğradıkları zararların da büyük katkısıyla öz varlıkları yerlerde sürünüyordu: Mesela, Haziran 2000’e gelindiğinde sermayelerinin bilanço içindeki payı yüzde 3.5’e düşmüştü. Kısacası büyük bir sermaye yetmezliği çekiyorlardı. Peki, “görev zararı” neydi? “Görev zararı”, kamu bankalarına devlet tarafından verilen ve tarı...

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Havuz problemi 01 Ağustos 2018 | 237 Okunma Piyasa faizi - Merkez Bankası faizi 25 Temmuz 2018 | 679 Okunma Yatırımların verimliliği 19 Temmuz 2018 | 151 Okunma Merkez bankası bağımsızlığı kavramı 11 Temmuz 2018 | 257 Okunma Bir bakmışsınız biçim değiştirmiş 04 Temmuz 2018 | 212 Okunma