Fatih Selek Türkiye Gazetesi

Benim belediye başkanım

Mahallî seçimler için son düzlüğe girdik. Kimlerin aday gösterileceği neredeyse belli oldu. Sahada yarış çoktan başladı. Projeler havada uçuşuyor. Afili vaatler bir gazeteci olarak elbette ilgimi çekiyor...

31 Aralık 2018 | 5.042 okunma
Mahallî seçimler için son düzlüğe girdik. Kimlerin aday gösterileceği neredeyse belli oldu. Sahada yarış çoktan başladı. Projeler havada uçuşuyor.
Afili vaatler bir gazeteci olarak elbette ilgimi çekiyor, fakat bir seçmen olarak asla!
Ben başkanın ‘adam’ olmasını ‘proje adamı’ olmasından daha çok önemsiyorum.
Kafamda bir profil var. İsterim ki…
* Benim başkanım şehr-i emin vasfının şuurunda olsun. Çalmasın, çırpmasın. Rant kanalları oluşturmasın.
* Liyakate önem versin. Kadroları ‘birilerinin birileri’ ile doldurmasın.
* Popülist olmasın. Topladığı vergiyi belediye sınırları içinde harcasın. Hemşehri derneklerine hoş görünmek için kaynakları ülkenin ta öbür ucuna savurmasın.
* Altyapı önemli, üstyapı hayati ama evvela gönüllere giden yolları inşa etsin. Kibirli olmasın.
* Trafiği çözsün. Erişebilir yollar açsın. Ama asfalt seviyesinde yapılmayan, yapıldığında kontrol edilmeyen rot balans düşmanı rögarlara geçit vermesin.
* Şehrin imkânlarından şehirde yaşayanların eşit derecede istifade etmesini sağlasın. Mesela dünyada 24 saat yaşanabilen İstanbul gibi çok az şehir var. Ancak ana arterlerin dışında hayat gece belli saatten sonra duruyor. Çünkü kadim şehirden ‘vizyon şehirler’e ulaşım yok. Benim başkanım ‘makam aracı aurası’ndan çıksın ve ulaşılabilirliğe çözüm bulsun.
* Parklar kursun, bahçeler yapsın, tabiatı korusun, sık yapılaşmaya izin vermesin.
* Halkın sorunlarına karşı surlar örmesin. “Bu mesele bizimle ilgili değil” diyerek topu başka kurumlara atmasın. Sokakları temizlerken yanmayan sokak lambasını da dert etsin.
* Kaliteli ve doyurucu kültür faaliyetleri yapmanın, kültür merkezleri inşa etmek kadar önemli olduğunun farkına varsın.
* “Ramazan etkinlikleri” adı altında kurulan amacından saptırılmış maneviyat yoksunu panayırlara son versin. Hakiki programlar düzenlesin. Sokak iftarı mı? Yapmasın. Onun yerine fukarayı doyursun.
* Muhtaç ile zengin arasında köprü kursun. Yardımları gerçek ihtiyaç sahiplerine ulaştırsın.
* Okullara elini uzatsın. İyi projeleri örnek alsın. Öğrencilere rol model olsun.
* Hayvanlara sahip çıksın ama insanları da ıskalamasın.
* Medyada hoş görünmek adına acayip işler yapmasın.
* Dergilerle, kitaplarla, internet siteleriyle şehir kültürünün oluşmasını sağlasın. Kapağını televizyon yıldızlarının süslediği dergileri aklından bile geçirmesin.
 
Şaşırtanlar/Şaşırtmayanlar
 
AK Parti’nin İstanbul Büyükşehir’e Binali Yıldırım’ı aday göstermesi şaşırtmadı.
Ama Mevlüt Uysal’ın Büyükçekmeye’ce, İsmail Erdem’in Ataşehir’e sevk edilmesi, Şeyma Döğücü’nün Sancaktepe’ye aday gösterilmesi, Sultangazi Belediye Başkanı Cahit Altunay ile Beyoğlu Belediye Başkanı Misbah Demircan’ın listeye alınmaması şaşırttı!..
 
 
Medyada 2018
 
Bir yılı geride bıraktık. İşte son 365 günde kara kaplı deftere aldığım notlar:
YILIN HABERİ: Suud gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın S. Arabistan Başkonsolosluğunda öldürülüp ortadan kaldırılması.
YILIN SATIŞI: Demirören Grubu’nun Doğan Medya’yı satın alması. Bir dönemin kudretli basın imparatoru Aydın Doğan’ın kırk yıl sonra medyadan çekilmesi.
YILIN OPERASYONU: Kemalistlerin, Cumhuriyet gazetesini yeniden ele geçirmesi.
YILIN VEDASI: Habertürk ve Vatan’ın yazılı gazeteciliği bitirmesi.
YILIN POLEMİĞİ: Habertürk yazarı Sevilay Yılman’ın, Hürriyet yazarı Ayşe Arman’ın para karşılığı röportaj yaptığını iddia etmesi.
YILIN SÖZ ÖBEĞİ: Cumhurbaşkanlığı seçimini kaybettiği gece ortalıktan kaybolan Muharrem İnce’nin, kendisine ulaşan İsmail Küçükkaya’ya Erdoğan’ı kastederek “Adam kazandı” şeklinde manşet vermesi.
YILIN POZU: Akit yazarı Abdurrahman Dilipak’ın başına hacamat yaptırırken çektirdiği fotoğraf.
YILIN DEĞİŞİMİ: İhlas Haber Ajansı’nın logosunu yenilemesi.
YILIN KAYBI: Emektar foto muhabiri Ara Güler’in ölmesi.
YILIN KÖŞE YAZISI: Af tartışmaları sürerken Gökçer Tahincioğlu’nun adi bir cinayete kurban giden ablası hakkında Milliyet’te kaleme aldığı yürekleri tuz buz eden yazısı.
YILIN AÇIĞA DÜŞMESİ: Refiklerimizin Maliye Bakanlığı danışmanlık şirketi McKinsey ile anlaşınca şirkete övgüler düzüp, Erdoğan karşı çıkınca ne yapacağını şaşırması.
YILIN AYIBI: ATV’de Esra Erol’un programında eşini sevgilisiyle, sevgilisini dostuyla aldatan kadın hakkında günlerce “Çocuk kimden” tartışması yaptırılıp canlı yayında DNA sonucu açıklanması.
YILIN REZİLLERİ: Canlı canlı papağan boğazlayan psikopat. Gelinlik giyen erkek YouTuber. Fenomen olmak için yerlerde sürünen başı örtülüler.
YILIN ÇIKINTILARI: Metin Akpınar, Müjdat Gezen ve Fatih Portakal.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Ağızlarındaki baklayı çıkardılar! 11 Kasım 2024 | 333 Okunma Devlet sıkıştığı yerde... 04 Kasım 2024 | 107 Okunma Haberin niteliği eşittir ülkenin kalitesi 28 Ekim 2024 | 100 Okunma Güven bunalımı yaşıyoruz 21 Ekim 2024 | 204 Okunma Köfteci YouTube! 14 Ekim 2024 | 734 Okunma