Demirören Medya CEO'su Mehmet
Soysal iki haftadır geleneksel medyanın dijitale karşı kan
kaybettiğini ve kötü gidişatın durdurulması gerektiğini yazıyor.
Önemli anekdotlar paylaşıyor.
Mesela "Günde 15 lira verip
sigara alan, 5 liraya bir bardak çay içen okuyucu, 1 lira verip
gazete okumuyorsa ortada büyük bir sorun var demektir" şeklindeki
tespiti çok tartışıldı.
Basılı gazeteler son yıllarda
reklam, tiraj ve muhteva zenginliği açısından erozyona
uğradı.
Bugün eline cep telefonunu alıp
internete bağlanan her kişi, gazetecilik mesleğinin temeli olan
'haberi duyurma ve yayma' görevini yapıyor.
Sosyal medya ilk zamanlar biz
haberciler için ihbar anlamında önemli bir mecraydı. Şimdi tek
başına haber kaynağı...
WhatsApp dediğiniz şey, dünyanın
en büyük haber ajansı gibi çalışıyor.
Dolayısıyla bu anafordan
geleneksel medyanın olumsuz etkilenmemesi mümkün
değil.
Dijitalleşme, gazetelerin eskisi
gibi ilgi görmemesinin en önemli sebebi görülebilir. Ama, tek sebep
değil.
Geleneksel medyayı çürüten;
dijitaldeki gelişmeler, reklam baskısı ve artan kâğıt
maliyetlerinin yanında, medyanın bünyesinde zuhur eden
hastalıklar.
Bunları şöyle
sıralayabiliriz:
1- HOLİGANLIK:
Gazeteler, televizyonlar birer propaganda aygıtına dönüştü. Bazı
yayın yönetmenleri, köşe yazarları holigan gibi. Partililerden daha
partici gazeteciler var yahu! Bir kesim hükûmetin eksiğini görmemek
için iyimserlik sınırını zorlayarak pembe dünyalar oluşturmaya
çalışıyor. İdeolojik saplantılarına esir olan diğer kesim ise
sürekli eksik bulmak ve kara tablolar çizmek için
uğraşıyor.
2- GÜVEN
KAYBI: Herkes kendi kompartımanında kendi dünya görüşünün
doğruluğunu savunmaya kalkıyor. Herkes birbirine bağırdığı için
kimse kimseyi dinlemiyor. Hâliyle bu ortamda söylenene de kimse
itibar etmiyor.
3- ALGI
DEĞİŞİKLİĞİ: Medyadan beklentiler değişti. Geçenlerde
önemli bir probleme temas eden habere imza attık. İlgili kurumdan
basın danışmanı aradı, "Odatv, Sözcü yazsa anlarız. Biz sizden bunu
beklemiyorduk" dedi. Eleştirmek, bir meseleye dikkat çekmek
muhaliflikle eş değer tutuluyor. Karşı mahalle bizden beter...
Hükûmetin icraatını birazcık övenlerin nasıl linç edildiğini,
onlara hayat hakkı tanınmadığını söylememe gerek yok.
4- ÇIKARCILIK:
Kamu yararı, halkın menfaati dediğimiz şey unutuldu. Parayı verenin
düdüğü çalınıyor. Gazeteci, olanı değil, inandırmak istediğini
yazıyor.
5- KONTROLSÜZLÜK:
Kanarya sevenlerin bile derneği politika geliştiriyor ama başta
Gazeteciler Cemiyeti olmak üzere medya STK'larının esamesi
okunmuyor. Basın etiği ve ahlakı konusunda ayar verecek otorite
kurum kalmadı.
6- YATIRIM
EKSİKLİĞİ: Geleneksel medyaya yatırım yapılmıyor.
Herkes ajans haberleriyle günü kurtarıyor. Gazetelerin özü muhabir
ama kimse muhabir istihdam etmiyor.
7- DÖNÜŞEMEYEN
DÖNÜŞÜM: AK Parti'yle birlikte medya inanılmaz dönüşüm
geçirdi. Köşebaşlarını tutan arkaik yapı tasfiye edildi. Eski
Türkiye düzeninin demokrat görünümlü faşistleri yerle yeksan oldu.
Fakat gidenlerin yerine, ideal olan konamadı. Model medya sistemi
oluşturulamadı. Gelenler, yıllar yılı şikâyet ettiklerini bu sefer
kendileri yaptı.
Kleptoman
habercilik
Turkuvaz Medya ve Demirören grubu
gazetelerinin kapak sayfaları ortak kararla dijital platformlardan
kaldırıldı.
Hürriyet, Milliyet ve Sabah'ın
manşetlerini görmek isteyenler, kurumsal adreslerine girmek
zorunda.
Söz konusu yayın organlarının
yöneticileri, okuru kendi internet sitelerine çekme konusunda ne
derece başarılı olacaklar göreceğiz.
Mehmet Soysal "Geleneksel medya
pahalı içerikleri üretiyor, bedava veremez" diyor ve dijital
mecraların haber aparmalarını "kleptoman habercilik" olarak
nitelendiriyor.
Oysa kleptomanlıkta başı yıllar
yılı Milliyet'in internet sitesi çekti. Bu yüzden tıklanmada hep
ilk sırada yer aldı. Ne zaman ki bu alışkanlığı bıraktı, gerilemeye
başladı. Şimdilerde 14. sırada.
Dijital medya organları, kendi
muhabirini istihdam etmeden ve kendi içeriğini oluşturmadan bu
düzen devam eder. Ortak bir tavır almadan karşı çıkan ise
kaybeder.
Gazeteleri ne
kurtarır?
Bence gazeteler 'haber verme'
görevini çoktan yitirdi. Çünkü dünyada müthiş bir enformasyon akışı
var. Herkes her şeyden haberdar.
Çoğu zaman ajans haberlerini bir
gün sonra takla attırarak okurlarına ulaştıran gazeteler, yeni bir
yol bulmak zorunda.
Bu yol, özel haber ve
dosyalardan, analizden, herkesin konuşup kimsenin fark etmediği
konulara farklı bakış açısı sunmaktan, çarpıcı röportajlardan ve
kaliteli içerik üretmekten geçiyor.
Bir model var mı derseniz, var.
Gazetelerin ilaveleri tamamen özgün muhteva ile hazırlanıyor. İlave
tarzının, gazetelere hâkim olacağını tahmin etmek zor
değil.