2021 yılı boyunca, herkesin bir şekilde gündemine girmiş olan sokak röportajlarında, yaşlıların gençlere “Öyleyse cep telefonunu göster!” itirazına dair vidyolar muhakkak gözünüze çarpmıştır.
“Öyleyse cep telefonunu göster!” ikazı/ihtarı, hayatın gidişatını anlamak ve anlamlandırmak noktasında önemli bir ara başlık. Bu ara başlık üzerinden, yaşlılarla gençleri karşı karşıya getirme ve aralarına derin bir hendek açma girişimi olarak niteleyebileceğimiz bu durumu dikkatle ele almamız gerekiyor.
İsmet Özel “Ben yaşarken oldu her şey” dediğinde 20. yüzyıldaydık. Biz 20. yüzyılın ikinci yarısında doğanlar, hatıralarımızdan tefekkür damarı inşa edip yaşadığımız yılları değerli kılabilecek miyiz? Yoksa “Bizim zamanımızda...” diye başlayan cümleler eşliğinde, bizimle birlikte herkesin ve her şeyin solmasını dileyen şikayet dili içinde çürüyecek miyiz?