Tefrika roman: Bölüm 10
Olayları hatırlıyorsunuz. Balık beyinli değilsiniz ya! Babaannemin salonunda babaannemin ninesine ait olmadığın bildiğim, ama onun öyle olduğunu iddia ettiği devasa çerçeveleri duvara raptediyoruz. Biz dediğime bakmayın hayatımda ilk defa gördüğüm kot gömlekli genç bir adam elinde matkap bekliyor. (Hatırlamıyorsanız geçen Cuma’ya şöyle bir göz atmanızı tavsiye edeceğim.)
Girişteki duvar ile devasa çerçeve birbiriyle buluşturulunca kot gömlekliyi matkabıyla birlikte girişte bıraktık . Biz babaannemle salona geçtik.
Babaannemin bol dantelli salonuna geçtik dememi bekliyorsunuz normal olarak. Hayır. Bütün danteller kalkmış. Bir iki goblen örtü kalmış sadece.
Ve gong sesi. Antreye asılan çerçevenin iki katı salona yerleştirilmiş bile. Bu defa içinde bir insan yok.(İnsanlı bir fotoğraf demek istedim.) Sadece elbise var.
“Eee” dedim babaanneme “bu elbiseyi ninenize Milano’dan mı getirmişler, Paris’ten mi ?Deniz yoluyla mı gelmiş elbise yoksa demiryolu ile mi?”