İstanbul TÜYAP Kitap Fuarına gösterilen ilgiden herkes pek bir memnun. Hafta sonu itibariyle kitaba olan yoğun ilginin fotoğraflarının en çarpıcı olanlarının servisine maruz kalacaksınız. Nereden mi biliyorum? Geçen sene hatırlayınız üstgeçitten geçmek için kuyrukta beklenilmiş, üs geçidin çökme tehlikesi atlattığına dair haberler yapılmıştı.
Kitaba olan yoğun ilgi... Hangi kitaba?
Gençler iyi kitap-kötü kitap, iyi yazı-kötü yazı ayırımını, içinden aforizma çıkacak/ çıkmayacak kitap üzerinden değerlendiriyor. Geçenlerde birisi şöyle bir tivit attı: “Savaş ve Barış güzel dediler. Okudum, okudum, altını çizecek tek bir cümle bulamadım.”
Romandaki cümlelerin altını çizecekti, altını çizdiği cümleyi güzel bir fotoğraf ile eşleştirecekti. Ne kadar şık ne kadar derin görünecekti. GÖRÜNECEKTİ.
Bazı yazarlar, gençlerin aforizma takıntısını bildiği için başlığa okkalı bir cümle koyuyor, bütün okkalı cümleleri art arda sıralıyor, paylaşımlara doyulmayan bir yazı çıkıyor ortaya. Ne dedi bu yazı? Yazının önermesi var mı?
Kitaplar aforizma yüklü de köşe yazıları pek mi önerme yüklü? Önermesi, tasviri, tavsiyesi olmayan köşe yazıları ile gün güne ekleniyor. Sonra koro sahneye çıkıyor: “Ne ara bu hale geldik!”