Sohbetin kendine has bir bereketi vardır. Dinleyen, söyleyeni
zenginleştirir; söyleyen, dinleyeni dinlendirir.
İnsanlar sohbet edecek kimse bulamayınca ekranlara meylediyor.
Ekranlarda ne soranın sorusunun bir değeri var ne cevap verenin
cevabının bir derinliği var.
Anlamsızlığın en uç noktalara varıp zehre dönüştüğü yerler ise
sözüm ona “dini programlar”.
Televizyon seyretmiyorum. Ama haber sitelerinin vidyo servisi
yüzünden pek çok programın “en çarpıcı” kısmına maruz
kalıyorum.
Biraz sonra bahsedeceğim vidyo “O yaş azgınlık yaşı değil” başlığı
ile sunuldu.
Bu başlık şu anlama mı geliyor? Bazı yaşlar azgınlık yaşıdır (o
halde anlayışla karşılanmalıdır) ama bazı yaşlar azgınlık yaşı
değildir (a-bahsettiğiniz kişi o azgınlığı yapmış olamaz b- o yaşta
nasıl oluyor da o bahsettiğiniz azgınlığı yapıyor/yapmamalıydı/
daha önce yapmış olabilir ama şimdi olmaz!).
Haberi sizin için kopyalıyorum:
Ünlü ilahiyatçı programına telefonla bağlanan ve 67 yaşındaki
babasının annesini aldattığını belirten izleyicinin sorusuna “Bu
yaş azgınlık yaşı değil ki” çıkışıyla yanıt verdi.
67 yaşındaki babasının annesini sürekli aldattığını belirten
izleyicinin bu sorusu karşısında şaşkınlığını gizleyemeyen
Hatipoğlu, “Allah ıslah etsin. Bu yaş ahirete hazırlanma yaşı,
azgınlık yaşı değil ki... Bu yaşa gelmiş, yanlışa devam eden insanı
teneşir paklar” diyerek tepki gösterdi.