Anneler gününün bir özel gün olarak başlangıç hikâyesine dair birkaç farklı rivayet bulunsa da en çok kabul göreni, ABD’nin Virginia eyaletinde ikamet eden öğretmen Anna Jarvis isimli bir kadının, 1905 yılında vefat eden annesi için her yıl kutlama yapmak istemesi.
Bu kutlama ilk kez, 1908 yılında bir okulda 407 çocuk ve anneleriyle gerçekleştirilmiş, fakat Anna’nın bu girişimi, temsilciler meclisi tarafından uygun görülmemiş, resmiyete kavuşturulmamıştı. Anna işin ucunu bırakmamış, medya ve politikacıların önde gelen isimlerinden aldığı destek ile 1914 yılının ikinci pazar gününün anneler günü olarak ilan edilmesini sağlamıştı. Ne yazık ki Anna yola çıkış niyeti ile varılan sonuçtan memnun olmamış, “Anneler Günü”nün ticarileştirilmesine karşı durmaya çalışarak davalar açmış ama açtığı davaları kaybetmiştir.
Anneler Günü, Mayıs ayının ikinci pazarına denk geldiği, yani o sıra okullar açık olduğu için “özel gün” olarak sırrına/tarihine vakıf olduğumuz bir gün.
“Babalar Günü” haziran ayında kutlandığı için tarihine dair paylaşılan bir hikâye yoktur genellikle. Babalar Günü, son on yıldır tüketim kültürünün desteği ile bir özel gün olarak daha belirgin hale geldi.
Babalar Günü’nün arkasında bir oğul hikâyesi bulacağınızı düşünür müsünüz?
Hayır, babalar gününde bir “oğul hikâyesi” yok.