Hafta başından bu yana “yapılmamış söyleşi”nin izinde yürümeye devam ediyoruz. Dikkatinizi yanlış sorulara çekmeye çalıştım. Yanlış soruların doğru cevabı olmaz önermesini ısrarla tekrarlıyorum.
Bugün özellikle şu hususun üzerinde düşünelim istiyorum:
Medya olarak neden kendimizin gerisine düşüyoruz? Harcıalem sorularla sürdürülen söyleşiler neden yayınlanmaya devam ediyor?
Bu sorunun cevabı söyleşi veren kişilerin kendilerine sorulmuş soruları hiç dikkate almaksızın konuşmayı göze alarak ne olursa olsun bu vesile ile “tanıtımını yapmaya” hevesli olmasından kaynaklanıyor. Özellikle düşünce ve sanat insanları “yanlış soruları” çok hoş gören bir tutum sergiliyor. Çünkü muhatap ne sorarsa sorsun “eserin” tanıtımını yapacak cümleler kurmakla meşgul olunuyor.
Devam edelim:
Son yıllarda insanlar bayram izinlerini ailelerini ziyaret etmek yerine tatile gitmek için kullanıyor. Bu durum toplum için negatif sonuçlar doğurabilir mi?