11 Eylül saldırılarından sonra oğul Bush kameraların karşına
geçip, aman hayattan çekilmeyin, alışveriş merkezlerini doldurun
demişti.
O gün bugündür Bush'un bu cümlesi kapitalist zihniyetin kesintisiz
eğlence anlayışını, terör saldırılarından sonra yinelemek üzere
kullanılıyor.
Çarşamba günü yazdığım yazıyı bir “kişi” üzerinden servis etti
sosyal medya.
Benim daimi okuyucularım çok iyi bilir ki, bu satırların yazarı
kişilere değil zihniyetlere odaklanır. Bir “kişi”nin söylediği bir
cümle üzerine yazı yazacak kadar “değerli” değildir.
Hatırlatmış olayım, Bush'un sözüne vakti zamanında ilk omuz veren
kişi Hıncal Uluç'tu, dolayısıyla Hayat Devam Ediyor'un Türkiye için
rüçhan hakkı kendisinde kayıtlıdır.
Hayatın devam etmesine itirazım yok.
İtirazım hayatın AVM merkezli, eğlence merkezli olmasına.
Nitekim “bizim buralarda” da hayat devam ediyor. Kimisi polis
karakollarına elinde tatlısı ile taziye ziyareti yapıyor, kimisi
sokak hayvanları için barınak kuruyor, kimisi Halep için yardım
topluyor, kimisi gece yarısı sokaklarda çorba dağıtıyor. Kimisi
gece gündüz Kur'an okuyor. Fakirler için kazak, atkı, başlık
örenler; öğrenci evlerine düzenli olarak ev yemeği gönderenler;
kimsesiz yaşlılar için ev ziyareti örgütleyenler... Velhasıl onca
ölüme ve yaralanmaya rağmen, hayatın sıcak yüzü, kalbindeki şefkati
etrafına dağıtanlarla devam ediyor.
Öte yandan, Bush'un 14 yıl önceki cümlesini, terör sonrası duran
hayata enerji niyetine tekrar edenler, belli ki devam etmesini
istedikleri hayatın pek gerisine düşmüşler. Onların hayat dediği
şey ile bizim hayat dediğimiz şey giderek birbirinden
ayrılıyor.