Evvela tebrikleşelim. Bayramımız mübarek olsun. Bayramı ibadet
huşu ile idrak edenlerden olalım inşallah.
Sonra “bayram sevinci”nden “bayram tatili”ne doğru yol olalım.
II-
Bayram benim içimde hep hüzündü. 1980'li yıllardı. Rahmetli
büyükannem isteksizliğimi kınayarak “Bugün bayram” dedi.
“Afganistan'da ümmet ölürken bayram mı yapılır” dedim.(Ümmetin
etrafına her geçen gün bir ateş daha yakılacağını bilecek yaşta
değildim.)
O zaman anlamadığım, ama çok sonra ümmi insan imanının derinliği
ile kavradığım cümlelerle cevap verdi büyükannem: “Bayramın bayram
olacağına sen karar vermiyorsun Allah bugün bayram demiş sen bayram
edeceksin. Bayram eğlence değil ki ibadet.”
Bayramın ibadet olduğunu anlamam çok uzun sürdü. 2003 yılında
Arafat vakfesinde Allah'ın zamana ve mekana Rahman sıfatıyla
tecelli edişini idrak edene kadar, bayramın ibadet boyutunu
kavrayamadım. Sosyal yönü üzerinde epey vakit kaybettim..
Ancak Arafat vakfesinde bayramı bayram bilmenin önemini
kavradım.
Çok savaşlar, çok yıkımlar olabilir. Bayram ertelenemez.