Kargalar söz konusu olduğunda herkesin anlatacak birkaç hain hikayesi vardır. Balkondan ceviz ve yumurta çalanından, kediler için sokaklara bırakılan hazır mamaları taşımasına kadar bir sürü hırsız karga hikayesi...
Hikayeler sadece sözel olarak kalmıyor her gün sosyal medyada dünyanın dört bir tarafından kargaları konu alan vidyolara tanık oluyoruz.
Birkaç aşamalı zeka testini geçen kargalardan, bankamatik kartı çalıp kullanmaya kalkanına kadar bir sürü zeki karga hikayesi servis ediliyor.
Niye karga bahsini açtığıma gelince...
Gün ortası yaz sükunetinden olsa gerek Kadıköy-Kartal metrosu benim bindiğim vagonda görülmedik tenhalığı barındırıyor. Karşımda üç genç kız var, onların yanında da yetmiş beş seksen yaşlarında olduğunu tahmin ettiğim beyaz saçlarını şifon başörtüsü ile örtmüş rahmetli Hikmet Öğüt’e benzeyen bir hanımefendi oturuyor. Öldüğünü bilmesem acaba o mu tedirginliğini yaşamama sebep olacak kadar konuşması dahi onu andırıyor.
Genç kızlar, ortadaki genç kızın elindeki cep telefonundan bir şeyler seyrediyor ve her defasında “yok artık” diye bir şaşkınlık nidası bırakıyorlar vagona.