Seçim sonuçlarını anlamak için iki resim var önümüzde.
Evet iki resim:
Bir tarafta fıstık tarlasındaki hasadın bitmesini bekleyen çocuklar
ve kadınlar, diğer tarafta sosyetenin “ucuz”a saldırışı.
Anlıyoruz ki elitlerimiz pek ucuz!
1500 TL'lik montu alabilmek uğruna, birbirini ezen meşhurların ve
sosyetiklerin resim altı yazısını tasvir edebilmek için ucuzdan
başka bir kelime bulamıyorsam suçu kelime hazinemin darlığında mı
aramalıyım?
Ekonomik sermaye, toplumsal sermaye, kültürel sermaye tamam
da...
Ha diyeceksiniz ki bu da “simgesel sermaye”.
Bu her şeyin ilk sahibi, tek sahibi ben olmalıyım çılgınlığını;
sermayenin hangi türü altında “değerli” kılacağız! Simgeleri uğruna
mı?
O ne çirkin resimdir ki günlerdir aç, susuz, uykusuz ve umutsuz
mültecilerde bile rastlamadığımız bir yağmanın içinde debelenirler.
Sonra yüzlerinde bir sevinç bir sevinç!
40 bin TL'lik paltoyu sadece bin TL'ye aldım diye sevinenlerin
sevincine ortak olmadığımız için haset ve fesat mı kaldık ey
okuyucu!