Dünya hızla küreselleşirken; her şey hızla kitlesel ölçeğin içinde kendine yer açmaya çalışırken, bize düşen nedir?
Bu sorunun cevabı için ilk adım, küresel dünyanın kitlesel- kültürel üretimine, kitlesel düzeyde cevap vermekten ziyade kitleselin karşısına doğal ve doğrudan iletişimi geçirmek.
Doğal ve doğrudan iletişim için, doğal karşılaşma mekanlarımızın olması gerekiyor. Bu köşede sık sık anneler, çocuklar, gençler, yaşlılar için kütüphanelerin doğal karşılaşma mekanları olması gerektiğinden bahsediyorum.
Bugün size kütüphane dışında, bir örneğini Muğla’da gördüğüm konak ortamının doğal karşılaşma atmosferinden bahsetmek istiyorum.
Mekanın adı Saadet Hanım Konağı. Geçtiğimiz hafta Salı ve Çarşamba akşamı Saadet Hanım konağında yapılan haftalık toplantılara katıldım. Salı günü aileler için yapılan programda “Dedemiz ve ninemiz bizden daha mı sabırlıydı” başlığı etrafında sohbet ettik.
Çarşamba akşamı, Muğla Müftüsü Sayın Abdurahman Koçak’ın ev sahipliğinde, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesin öğretim üyeleri Prof. Dr. Alaattin Karaca, Prof. Dr. Namık Açıkgöz’ün ve üniversite öğrencilerinin katıldığı programda “Hikaye ile Anlatmak” başlığı altında son kitabım “Mutluluk Onay Belgesi”ni merkeze alarak, sosyal medyanın davranışlarımıza etkisinden, öncelikler sıralamamızın nasıl değiştiğinden hareketle sohbet ettik.